Connect with us

haberler

Türk Dizi Sektörünün Nabzı ‘Dizi Günleri’nde Attı

Published

on

Türk dizi sektörünün kalbi, 14-15 Kasım tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi‘nde düzenlenen “Dizi Günleri” etkinliğinde attı. Popüler Kültür ve Sanat Derneği ile Episode derginin organizasyonunda gerçekleşen bu etkinlik, Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle, sektör profesyonellerini ve geleceğin yaratıcılarını bir araya getirdi.

Dizi Günleri, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından ilgiyle izlenen dizilerin yaratıcılarını, senaristlerini, yapımcılarını ve oyuncularını bir araya getirerek, dizi sektörünün globalleşen yüzüne ve geleceğine ışık tuttu.

Yoğun Üretim Süreçleri ve Zorluklar

Etkinlik boyunca, Türk dizilerinin ulusal ve uluslararası alandaki başarısını yaratan isimler, yaratıcı süreçlerini ve sektörel öngörülerini katılımcılarla paylaştı. Dizi Günleri’nin ilk oturumunda ekranların yeni fenomeni Kalpazan dizisinin Kreatif Yapımcısı Mehmet Ada Öztekin ve oyuncu Sarp Akkaya yer aldı. Kalpazan dizisinin yaratım süreci ve karakterlerinin konuşulduğu oturumda ayrıca Türk dizilerindeki uzun çalışma saatlerinin ve zorlu üretim süreçlerinin, dünya genelinde başka bir örneği olmayan bir çalışma düzeni oluşturduğu belirtildi.

Oyuncular, dizi oyunculuğunun yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda yüksek bir emek ve sorumluluk gerektirdiğini vurguladılar. Bu süreçte, her işte olduğu gibi en iyisini yapma yükümlülüğünün altı çizildi.

Türk dizilerinin gerçek hikayelere odaklanması ve bu hikayelerin evrensel bir hale getirilmesi gerektiği, etkinlikte sıkça dile getirilen konular arasındaydı. 

Yaratıcılık ve Karakterlerin Önemi

Türk dizilerinin önemli senaristlerinden Ayfer Tunç ve Sema Ergenekon, düzenlenen panelde hikâye ve karakter yaratma süreçlerini samimi bir şekilde paylaştı. Panel, dinleyicilere Türk dizilerinin yaratıcı dünyasını yakından tanıma fırsatı sundu. Panelde ayrıca Türk dizilerinin uzun sürelerinin, yaratıcı ekipler üzerindeki etkisi ve sektörel zorluklar tartışıldı. Bu zorluklara rağmen senaryo yazımında sürekli gelişim ve değişimin önemi vurgulandı.

Genç yazarlara ilham veren bu panel, dinleyicilere senaryo yazımı ve hikâye anlatımı konusunda yeni bakış açıları sundu.

“Mizahta Yeni Dönem” Paneli

Türk mizah dünyasının başarılı isimleri Volkan Öge ve Kerem Özdoğan, Türk mizahının geçmişten bugüne dönüşümünü ve günümüzde komedi üretmenin zorluklarını ele aldı. Dijital platformların yaratıcılığı şekillendirmedeki rolü ve bu platformların sunduğu yaratıcı özgürlükler, oturumun öne çıkan konuları arasında yer aldı. Aynı zamanda, sosyal medya ve linç kültürünün yaratıcı süreçlere etkisi üzerine de kapsamlı bir tartışma yapıldı. 

Pazarlama ve Yurtdışı Başarıları

BluTV’nin CMO’su Merve Naz Atmaca Özdurak’ın gerçekleştirdiği pazarlama atölyesinde, dizilerin farklı kitlelere nasıl etkili bir şekilde pazarlanabileceği detaylı bir şekilde ele alındı. Atölyede ayrıca, platformların kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek nasıl daha etkili stratejiler oluşturulabileceği üzerinde duruldu. Bu oturum, genç iletişimcilere pazarlama dünyasında yeni perspektifler kazandırdı.

Türk dizilerinin uluslararası alandaki etkisi de etkinliğin önemli başlıklarından biriydi. Türk dizilerini yurtdışında tanıtan ve satışını üstlenen Ekin Koyuncu Karaman (OGM Universe), Hasret Özcan (Inter Medya) ve Müge Akar (ATV Distribution), Türkiye’nin dünya çapında dizi ihracatında ilk üçte yer almasının ardındaki başarı hikayelerini paylaştı. Özellikle, Türk dizilerinin güçlü duygusal anlatımları ve etkileyici hikaye örgülerinin, Akdeniz ve Latin Amerika gibi kültürlerde büyük ilgi gördüğü ifade edildi.

Genç Yeteneklere İlham Veren Bir Etkinlik

“Dizi Günleri,” gençlerin sektöre dair sorularını yöneltebildiği, profesyonellerden ilham aldığı ve yaratıcı süreçlere dair eşsiz bir perspektif kazandığı benzersiz bir etkinlik olarak tamamlandı. Organizasyona katılan tüm konuşmacılar, Türk dizi sektörünün geleceğine dair umut verici mesajlar verirken, genç yeteneklerin sektörde yer bulma yolculuklarına ışık tuttu. 

Etkinlik, Türk dizi sektörünün geleceği ve globalleşme trendleri üzerine kapsamlı bir platform sunarak hem sektör profesyonellerinin hem de dizi tutkunlarının takdirini kazandı. 

Haber Merkezi

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

haberler

Köpekler için yapılan bağış paraları ile 65 araç almış

Published

on

By

Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü, bağışlarla oto alım satımı işine girdiği ortaya çıktı. Özgünlü’nün, son 2 yılda piyasa değeri 600 bin ila 1,5 milyon lira arasında değişen 65 araç alıp sattığı belirlendi.

Kendisini sosyal medyada ‘Köpek Velisi’ olarak tanıtıp milyonları cebe indiren Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü Boyacı ve ailesinin mal varlığı ve ticari ilişkileri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mercek altına alındı. Dernek çatısı altında bağışlarla Özgünlü’nün lüks araç alım satımı yaptığı ve şaibeli ticari işlemlere aracılık ettiği ortaya çıktı.

BAĞIŞ PARALARI KÖPEKLERE HARCANMADI

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Özgünlü ve ailesinin yönettiği Yaşama Tutunan Patiler Derneği hakkında kapsamlı bir inceleme yaptı. Dernek üzerinden toplanan bağışların büyük bir kısmının hayvanlara harcanmadığı anlaşıldı.

Özgünlü ve ailesi, köpeklere yardım adı altında toplanan bağışlarla servet yapmakla suçlanıyor.

Özgünlü’nün eşinin ve akrabalarının adının geçtiği şirketler aracılığıyla yapılan işlemler dikkat çekti.

LÜKS ARAÇ ALIM SATIMI YAPMIŞLAR

Hesap hareketleri, bağış paralarının bir kısmının doğrudan lüks araç alım satımında kullanıldığını gösteriyor.

Enişte ve üçüncü şahıslar, daha sonra bu meblağları yakın günlerde Özgünlü’nün şahsi hesabına gönderdi. Özgünlü’nün ise mobil bankacılık uygulamaları aracılığıyla “Motor satışı” ya da “Araç devri” gibi para transferi açıklamalarıyla alım ve satımlara aracılık ettiği belirtildi.

ŞAİBELİ ARAÇ ALIM SATIM

Özgünlü ve ailesiyle bağlantılı ticari faaliyetler arasında, motorlu taşıt alım satımı dikkat çekiyor. Özellikle 2022-2024 yılları arasında gerçekleşen işlemler, dernek bağışlarının şaibeli yöntemlerle kullanıldığını gösteriyor. İncelemeler, Özgünlü’nün kız kardeşi Demet Kılıç’ın eşi Evren Kılıç adına kurulan Scooterist Motor şirketinin, birçok ticari işlemin merkezinde yer aldığını ortaya koydu. Şirket üzerinden yürütülen işlemlerle bağışların farklı hesaplar arasında dolaştırıldığı ve lüks araçların alımında kullanıldığı belirlendi.

KİŞİSEL HARCAMALARA KULLANILDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, toplanan bağışların “mama yardımı” adı altında gösterildiğini ancak kişisel zenginleşme amacıyla kullanıldığını tespit etti. Soruşturma kapsamında, bağışlardan elde edilen paranın dernek hesabından çekilerek önce akraba veya aracılar üzerinden dolaştırıldığı, ardından Özgünlü’nün kişisel hesaplarına aktarıldığı belirlendi. Bu paralar daha sonra, ev ve araç alım satımı ile çeşitli kişisel harcamalar için kullanıldı.

KISA SÜREDE BÜYÜK VURGUN

Raporlarda yer alan bilgilere göre, Özgünlü ailesi, iki yıl gibi kısa bir sürede 65 aracı alıp sattı. Üç haftalık ya da iki aylık sürelerle elden çıkarılan bu araçların piyasa değerlerinin 600 bin ila 1,5 milyon lira arasında değiştiği kaydedildi. Aile, bu işlemlerle büyük kazançlar elde ederek yeni galeriler açtı.

GARAJLARINI YENİLEDİLER

Aile bireylerinin otomobil tescilleri ve lüks araç satın alımları ise dikkat çekti. 2023 ve 2024 yıllarında Özgünlü’nün kardeşi Tuğçe Soysal’ın eşi Birkan Soysal, Chery marka bir araç satın alırken, babası Cemal Özgünlü BMW marka bir araç edindi. Annesi Fatma Özgünlü Honda, kız kardeşi Demet Kılıç ise Mercedes marka araçlar satın aldı.

HAYVANSEVERLİK MASKESİ ALTINDA BÜYÜK SERVET

Buket Özgünlü’nün, dernek kurmadan önce işçi statüsünde 16 farklı işte çalıştığı ve finansal olarak zorlandığı ortaya çıktı. Özgünlü’nün derneğin kurulmasının ardından kısa sürede zenginleştiği gözlemlendi.

Haber Merkezi

Continue Reading

haberler

Antalya Uluslararası Piyano Festivali, Nostalji Tramvayında Müzik Dinletisiyle Başladı

Published

on

By

ANTALYA Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 24. Antalya Uluslararası Piyano Festivali

ANTALYA Büyükşehir Belediyesi‘nin düzenlediği 24. Antalya Uluslararası Piyano Festivali kapsamında, İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencileri nostalji tramvayında konser verdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 6- 20 Aralık arasında düzenleyeceği 24. Antalya Uluslararası Piyano Festivali, şehir etkinlikleriyle başladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencileri, nostalji tramvayı yolcularına müzik dinletisinde bulundu. Tramvay içine yerleştirilen piyanoda öğrenciler, yolculara ünlü bestekarların eserlerini yorumladı. Yolcular da konseri ilgiyle takip etti.

‘ANTALYA’YI TEMSİL ETTİĞİMİZ İÇİN ÇOK MUTLUYUZ’

Etkinlik kapsamında nostalji tramvayında konser veren İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencilerinden 10 yaşındaki Şerife Roza Sağlam, Piyano çalarken mutlu oluyorum. Güzel bir etkinlik. Bu etkinlikte yer aldığım için heyecanlıyım, halk tarafından izlenmek gurur verici dedi. 12 yaşında olan Mehmet Deniz Sağlam, 4 yıldır piyano çaldığını belirterek, Burada olmaktan kendimi mutlu hissediyorum.

Piyano çalmak insanı rahatlatıyor diye konuştu. 16 yaşındaki Sündüz Su Efe, festivale dünyaca ünlü piyanistlerin geldiğini vurgulayarak, Burada genç yetenekler olarak Antalya’yı temsil etmekten çok mutluyuz. Çok heyecanlıyız çünkü halk tarafından takdir görüyoruz dedi.

TRAMVAY KONSERİ YARIN DA DEVAM EDECEK

6 Aralık Cuma günü sanatçı Karsu’nun performansı ile başlayacak festival öncesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı öğrencileri, 1 Aralık Pazar günü de 12.00-14.00 ve 16.00-18.00 saatleri arasında nostalji tramvayında konser verecek.

Haber Merkezi

Continue Reading

haberler

Bursa’da Safkan Kangal ve Akbaş Yetiştiriliyor

Published

on

By

Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) ait tesiste, safkan Kangal ve akbaş ırkı Türk çoban köpekleri yetiştiriliyor.

Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) ait tesiste, safkan Kangal ve akbaş ırkı Türk çoban köpekleri yetiştiriliyor.

TİGEM tarafından Karacabey İşletmesinde 1992 yılında başlatılan gen ıslah çalışmalarıyla, çaprazlanarak ırkları saflaştırılan köpekler, o tarihten itibaren soy kütüğüyle kayıt altına alınıyor.

Yakın akrabalıkların da önüne geçilen soy kütüğü takip sistemi sayesinde Türk çoban köpeklerinin Anadolu’ya özgü safkan gen kaynakları korunuyor.

İşletme bünyesinde 28 dönüm alana kurulu Köpekçilik Ünitesi’nde, 1996’dan itibaren köpeklerin üretimi ve satışı gerçekleştiriliyor. Kangal ile akbaşlar, onları almak için aylarca sıra beklemeyi göze alan sürü sahipleri ve hayvanseverlerden büyük ilgi görüyor. Yılda yaklaşık 200 yavrunun dünyaya geldiği tesiste yetiştirilen çoban köpeklerinin 6 binden fazlası satıldı.

Kangal ve akbaş için yaklaşık 200 kişi sırada bekliyor

Köpekçilik Ünitesi’nde görevli hayvan besleme teknikeri Seydi Vakkas Karaoğlan, AA muhabirine, tesiste 40 baş açık sistem, 133 baş kapalı sistem olmak üzere 173 başlık kapasiteyle çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

TİGEM tarafından köpek yetiştirilmesindeki en önemli amacın gen kaynaklarının korunması olduğunu ifade eden Karaoğlan, “Üretim ve satışlarımız devam ediyor. 24 baba, 67 ana, 9 genç erkek, 12 genç dişi, 45 erkek yavru, 49 yavru dişi olmak üzere 206 köpeğimiz bulunuyor. Bunlardan 104’ü Kangal, 102’si akbaş.” dedi.

Karaoğlan, köpek satın alanların, genellikle çiftlik, villa, bahçeli ev ile fabrika sahipleri olduğunu anlattı.

Hayvan sahiplerinin, tehlikeli cinsleri ellerinden çıkarıp başka ırklara yöneldiğini dile getiren Karaoğlan, şöyle devam etti:

“Yılda 150-200 yavru satışımız oluyor. Bizde kırma (melez) olmadığı için, köpeklerimizin hepsi safkan olduğu için yoğun talepten dolayı sıra oluyor. Zaten köpeklerimizin üzerinde bilim adamlarının çalışmaları devam ediyor. Burada kırma olmadığından vatandaşlar, birbirlerine köpeği nereden aldığını soruyor.

Burayı tercih ettikleri için herkes buraya yoğunlukla başvuruyor. Şu anda 200’e yakın insan sırada bekliyor, Kangal ve akbaşlar için. Yavru fiyatlarımız dişi erkek fark etmiyor, 12 bin liradır. Hem satışlar olur hem de talepler hiç eksik olmaz. Dilekçeleriyle veya telefonla müracaat ediyorlar, biz sıraya alıyoruz. Sırası gelenleri çağırıyoruz.”

“Kendi verdikleri terbiyeye göre yetişir”

Seydi Vakkas Karaoğlan, ortalama 3 aylıkken satılan yavrulara herhangi bir eğitim vermediklerini belirtti.

Bu cinslerdeki çoban köpeklerinin, kime alışırsa onu sahibi bildiğini vurgulayan Karaoğlan, “2-6 aylık yavruları satarız, 2 aydan önce satış yapmayız. Ana sütünden ayrıldıktan sonra satış yaparız. 3 aylık yavruyu alan kişiler ailece sahiplenir, evlatları gibi bakarlar. Kendi verdikleri terbiyeye göre yetişir. Bunları özel eğitime göndermeye gerek yok, aile fertlerinden biri gibi bakmışlarsa 6 ay içinde bütün komutları alabilen dünyanın en zeki köpekleri Kangal ve akbaşlardır.” diye konuştu.

Karaoğlan, 1996’dan itibaren satışlarının tamamının sertifikalı ve şecereli olduğunu aktardı.

Uygulamanın başladığı 2021’den bu yana müşterilere pasaportlu, çipli satış da yaptıklarını bildiren Karaoğlan, “Akbaşların varlığı 1960’lı yıllardaki Bursa Merinos Fabrikası’nda çekilen fotoğraflarda görülüyor. Kangallarımız da Sivas Ulaş Tarım İşletmesinden 1992 yılında 8 ana, bir baba köpek getirilerek, kendi akbaş ve Kangallarımızın üzerinde 5 yıllık ıslah çalışması yaptık. 1996’dan itibaren safkanlığını bulduğumuz köpeklerle satışa başladık.” ifadelerini kullandı. Haber merkezi

Continue Reading

TRENDLER